Eser 1891 yılında kaleme alınmıştır. Eser bir Mukaddime, altı hikaye ve Alphonse Daudet’ten yapılan bir çeviri olan Arlezyalı ile sonradan eklenen Bir Kitâbe-i Seng-i Mezâr adlı metine sahiptir. Sanatçı asıl ününe ise Sergüzeşt adlı romanı ile kavuşmuştur.
Samipaşazade Sezai Küçük Şeyler Önemi
Türk edebiyatında modern anlamda kaleme alınan ilk hikayelerden biridir. Samipaşazade Sezai Küçük Şeyler önem arz eder.
Eser altı farklı hikayeden oluşmaktadır. Eserdeki en önemli hikaye dolayısla ilk yazılanıdır. İlk yazılan hikayesinin adı Bu Büyük Adam Kimdir ? şeklidedir.
1. Hikaye : Bu Büyük Adam Kimdir Özet
Hikayenin kahramanı olan çocuk, okulda okuduğu bir Fransızca kitabının etkisinden uzunca bir süre çıkamaz. Kitabın etkisini o kadar derinde yaşar ki yolda yürürken gördüğü bir adamı gözünde büyük ve önemli bir olarak canlandırır. O adam için çok önemli biri diye düşünürken tesadüf eseri adamın okuma yazma dahi bilmeyen biri olduğunu öğrenir.
2. Hikaye : Hiç
Babasız büyüyen ancak çok iyi bir eğitim alan içine kapanık bir genç ele alınır. İçine kapanık olmasından dolayı kimseyle tanışamayan bu genç, bir gün vapurda ilerlerken kendisine gülümseyen bir kız görür. O anda kıza aşık olur. İçine kapanık olduğu için duygularını nasıl ifade edeceğini bilemez. Bütün cesaretini toplayıp tam kıza sevgisini ilan edeceği zaman kızın üst dudağının normalden kısa olduğunu fark eder. Aslında dudak yapısından dolayı kız gülümsüyor gibi görünür. Yani gülümsediğini düşündüğü kızın doğal yapısı öyledir. Bu durum karşısında genç büyük bir hayal kırıklığı yaşar.
3. Hikaye : Kediler
Samipaşazade Sezai’nin Kediler adlı hikayesi bir adamın yaşadığı dramı anlatır. 33 yıllık eşinin bir kediyi sahiplenmesinden sonra kendisinden uzaklaştığını düşünen adam alttan alta kediyi kıskanmaya başlar. Ancak ne yaparsa eşine kendi varlığını gösteremez. Dikkati çekmek için evi terk etmeyi düşünür. Ancak gidecek hiçbir yeri yoktur. Bir gün evi terk eder. Karısı ise o giderken arkadasından kapıyı çabuk çekmesi gerektiğini kedilerin hasta olabileceğini söylemesiyle bir kez daha yıkılıyor.
4. Hikaye : İki Yüz Elli Kuruşa Bir Asır
Çamlıca tasviri ile başlayan hikayede sanatçı Çamlıca tepesinin dört bir yanını ağaçlarını, çiçeklerini uzun uzadıya anlatarak güzelliklerinden bahseder ve birkaç gün sonra bu güzelliklerin iki yüz elli kuruşa satıldığını belirterek hikayesini bitirir.
5. Hikaye : Düğün
Bir konağa odalık olarak alınan Dilsitan, adındaki bir mürebbiye evin beyinin kendisine aşık olduğunu düşünmeye başlar. Çok büyük bir mutluluk yaşar. Her gün evin beyi ile evleneceklerini mutlu bir yuvası olacağını ve kölelikten kurtulacağını düşünür. Bu düşüncelerle yaşayıp giderken bir gün beyin evleneceği haberi gelir. Düğün hazırlıkları hızla yapılır. Dilsitan ise düğünün kendisi için yapıldığını ve beyin bu durumu ona söylemeyerek büyük bir sürpriz hazırlığında olduğunu düşünür. Gerçekten de düğün günü gördükleri Dilsitan için büyük bir sürprizdir. Ancak ummadığı büyüklükte. Çünkü bey kendisi ile değil bir başkası ile evlenmektedir. Bu duruma çok üzülen Dilsitan hastalanarak verem olur.
6. Hikaye : Pandomima
Pascal adında tiyatrocu bir genç vardır. Bu genç yalnız ve içine kapanıktır. Yapmış olduğu oyunlar ile her ne kadar insanları kahkahaya boğsa da içi kan ağlamaktadır. Bir gün oyununu izlemeye gelen genç ve güzel Eftalya’ya aşık olur. Ancak Eftalya, bir daha görünmez. Uzunca bir süre görünmeyen Eftalya bir gün yine Pascal’ın tiyatrosunu izlemeye gelir. İlk başta çok sevinen Pascal, dikkatli baktığında Eftalya’nın kocasıyla birlikte geldiğini görür. Büyük üzüntü yaşayan Pascal’ın bir gün sonra ölüsü bulunur.