Münşeat Yayın Ekibi
Ahmet Ümit Hayatı
1960 yılında Gazi Antep’te dünyaya geldi. Kilim tüccarı olan bir babanın ve terzilikle uğraşan bir annenin 7 çocuğundan en küçüğü idi Ahmet Ümit.
Lise yıllarından sonra Marmara Üniversitesinde ‘Kamu Yönetimi’ okudu. Üniversite yıllarında tanıştığı Vildan hanım ile evlenen Ahmet Ümit’İn Gül adını verdikleri kızları dünyaya geldi.
Üniversite yıllarındayken başlayan sağ – sol çatışması, onu bir tarafta yer almaya itti. Sol zihniyete karşı ilgi duyan Ahmet Ümit, komünizmi daha iyi öğrenebilmek için Rusya’ya gitti. Edebiyata karşı ilgisi de burada başlayan Ahmet Ümit, şiirler yazarak edebiyata ilk adımını attı.
Edebi kimliğinin yanı sıra siyasi kimliği ile de tanınan Ahmet Ümit, 59 yaşındadır.
Ahmet Ümit Edebi Kişiliği
Rusya’da komünizm eğitimi sırasında ülkesine ve eşine duyduğu özlemi dile getirmek için ilk kez şiir yazarak edebi hayatına başladı. İlk şiir kitabının adı “Sokağın Zulası’nı“ burada yazdı.
Sonraki yıllarda romana karşı büyük ilgi duyan Ahmet Ümit, o yıllarda sadece Peyami Safa‘da görülen Polisiye roman türüne büyük ilgi duydu. Kimsenin önem vermediği bu türde eserler vermeye başlarken belki de polisiye roman türünün edebiyatımızdaki en önemli isimlerinden olacağını hiç bilmiyordu. İlk polisiye romanı “Çıplak Ayaklıydı Gece” arkadaşı Ali Taygun’un yönlendirmesiyle yazılmıştı.
Polisiye roman yazmaya başladıkça Dünya edebiyatındaki polisiye romanlara da ilgi duymaya başlayan Ahmet Ümit, meşhur polisiye romanlar üzerine incelemeler de kaleme alırken bu türdeki bilgisini de artırarak usta bir yazar haline geldi.
Adını günden güne her kesime duyurmayı başaran Ahmet Ümit, “Sis ve Gece” isimli polisiye romanıyla tüm dünyaca tanınan yazarlarımızdan biri olmayı başardı. Öyle ki sanatçının bu eseri Yunancaya da çevrilerek büyük bir başarı elde etti.
Onun yazmış olduğu polisiye romanların en önemli yanı kahramanlarının psikolojik ve sosyolojik durumlarına da ustalıkla yer vermesidir. Kahramanın psikolojisine ayrıntılı bir şekilde yer veren sanatçı bireyin iç dünyasını ustalıkla yansıtmayı başarır. Türk tarihindeki önemli olaylara da parçalar halinde eserlerinde yer veren sanatçı okurunu aynı zamanda tarih sahnesine de çekmeyi başarır.
Onun bu başarısı beyaz perde de eserlerinin yer almasını sağlamıştır. Turgut Yasalar “Sis ve Gece”yi sinemaya taşırken Ersan Arsever “Bir Ses Böler Geceyi” adlı eserini film haline getirmiştir.”Karanlıkta Koşanlar” adlı eseri ise Uğur Yücel tarafından dizi haline getirilirken “Aşk Köpekliktir” hikayesi Akla Kara Tiyatrosu tarafından sahneye uyarlanmıştır.
Sanatçının son romanı ise “Aşkımız Eski Bir Roman” adıyla kitaplıklardaki yerini aldı.
